Ülkemizin her bir köşesi bir başka güzel. Her şehrimizin birbirinden farklı doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri, köklü tarihleri var. Coğrafi konumu nedeniyle birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu; tarih boyunca birbirinden farklı efsanelere konu olmuş. Bu efsaneleri dinledikçe tarih ve yaşanmışlık dolu şehirleri gezmek daha keyifli ve heyecan verici oluyor.
İşte bazı şehirlerimiz ve onlarla ilgili efsaneler...
İstanbul - Süleymaniye Camii Efsanesi
Bu efsaneye göre Mimar Sinan, Süleymaniye Külliyesi’nin temelini attıktan sonra, temelin daha sağlam olması için inşaat çalışmalarına bir yıl kadar ara vermiştir. Haberi duyan Tahmasb, kendisine rakip gördüğü Kanuni Sultan Süleyman’ı utandırmak istemiş ve padişaha inşaatın tamamlanması için bir sandık dolusu hazine göndermiştir. Şahın bu yaptığına çok sinirlenen Sultan Süleyman, Mimar Sinan’dan gönderilen hazineyi, Safevi elçisinin gözü önünde toz haline getirerek Süleymaniye’nin inşaat harcına katmasını istemiştir.
Urfa - Balıklıgöl
Şanlıurfa’da doğduğu bilinen Hz. İbrahim’in hikayesiyle kutsanmış bir göl olan Balıklıgöl, İbrahim peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinir. Rivayete göre Hz. İbrahim, Kral Nemrut’un savunduğu putperestliği ortadan kaldırmak için savaş açmış, fakat aynı zamanda Nemrut’un kızına aşık olmuştur. Bu durum üzerine Nemrut, Hz. İbrahimin yakılmasını emreder. Balıklıgöl’ün bulunduğu yere büyük bir ateş yakılır ve Hz. İbrahim ateşe atılır. Ateşe atıldığı sırada ateşler bir anda göle dönmüş ve ateşte yanan odunlar da balık olmuştur. Nemrut’un kızı Zeliha o kadar ağlamış ki gölün kenarında küçük bir göl daha meydana gelmiştir. İşte o zamandan beri bu göl kutsanmış ve içindeki balıklara dokunulmamıştır.
İzmir - Philemon ile Baukis ( Ihlamur İle Çınar Ağacı) Efsanesi
Kaynak:www.arkeorehberim.com
Rivayete göre, Tanrı Zeus, Olympos Dağ’ında sıkıldığı günlerden birinde Hermes’le birlikte insan kılığına girerek köyleri ve kentleri dolaşmaya başlamışlar. Bir gün Frigya dolaylarındaki bir şehre girmişler ve hangi kapıyı çalarlarsa çalsınlar kapı açılmamış. Tanrı Zeus mutlaka bir kapının açılacağından emin olduğundan bütün evleri dolaşmış ancak yine hiç bir kapı açılmamış. En son eski, kırık dökük bir evin kapısını çalmışlar ve Philemon le Baukis adında yaşlı bir çift Tanrı Zeus ile Hermes’e kapılarını açmış. Yaşlı çift misafirlerini çok güzel bir şekilde ağırlamış, yemekler hazırlamış ve en sonunda Philemon sofraya şarap getirmiş. Şarabı içmelerine rağmen bardakta eksilme olmuyor, sürekli kupa doluyormuş. Bunun üzerine yaşlı çift misafirlerinin Tanrı olduklarını anlamışlar ve bir hataları olduysa özür dilemişler. Bunun üzerine Zeus; “Bana gösterdiğiniz konukseverliği size ödeyeceğim, dileyin benden ne dilersiniz.” demiş. Yaşlı karı koca birbirlerinden hiç ayrılmak istemediklerini ve aynı gün ölmek istediklerini söylemişler. Tanrı Zeus da onların bu dileğini yerine getirmiş. Öldükten sonra gömüldükleri yerde ıhlamur ve çınar ağacı çıkmış ve bu iki ağaç birbirleriyle birleşip tek ağaç olmuş. Söylentilere göre Bergama’daki yarısı ıhlamur yarısı çınar olan ağaç dünyada bu özelliği taşıyan tek ağaçmış.
Erzurum - Çoban Dede Efsanesi
kaynak:www.bilginvarmi.com
Rivayete göre çok eskilerde bir çoban yaşarmış. Bir ejderha bu çobanın sürüsüne musallat olarak her gelişinde bir koyunu alıp götürüyormuş. Gittikçe azalan sürüsüne üzülen çoban Allah’a dua ederek sürüsünü ejderhadan kurtarmasını, bunun sonucunda bir koç keseceğini söylemiş. Allah duasını kabul ederek ejderhayı taşa çevirmiş fakat çoban kurbanını kesmemiş. Bu nedenle Allah çobanı ve tüm sürüyü de taşa çevirmiş. Erzurum Köprüköy’de bulunan ve Çoban Dede efsanesinin anlatıldığı yerdeki taşlar çoban ve koyunlarıyla bir ejderhaya benzetilmektedir.
Bursa - Kavaklı Çınar Hikayesi
kaynak:www.panoramio.com
1326’da Bursa’nın fethinden sonra devletin ileri gelenleri Orhan Gazi’yi ziyaret ederek kendisini tebrik etmişler. Kendisini tebrik edenler arasında Baba Sultan’ın olmadığını fark eden Orhan Gazi duruma üzülmüş. Orhan Gazi’nin üzüldüğü haberini alan Baba Sultan zaferi kutlamak için Osmanlı ordularının girdiği uere bir kavak fidanı diker. Günümüzde Bursa Hisar içinde Kavaklı Camii’nin önünde bulunan çınar ağacı Baba Sultan’ın diktiği ağaç olarak bilinmektedir.
İLGİLİ YAZILAR
